Spor yaralanmaları terimi, vücudun tamamının veya bir bölgesinin, normalden fazla bir kuvvetle karşılaşması sonucunda, dayanıklılık sınırlarının aşılmasıyla ortaya çıkan durumları kapsar. Spor yaralanmalarının çoğu sadece spor yapanlarda değil, spor yapmayan kişilerde de ortaya çıkabilir. Ancak mesleği spor olanlarda kas iskelet-sistemi ve kardiovasküler (kalp-damar) sistemin üst seviyede olması ve bu seviyenin devamlı korunması mecburiyeti yaralanmanın hızlı ve aktif bir rehabilitasyon programı ile tedavisini mecburi kılar.
Günümüzde spor yaralanmasının sporcuyu sadece bedensel olarak değil, ruhsal olarak da etkilediği, bu sebeple sporcunun bir ekip tarafından değerlendirilip rehabilite edilmesi gerektiği bilinmektedir. Bu ekipte fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanı yada ilgili uzmanın yanında;
Aktif ekip üyeleri: Takım doktoru, sporcu, antrenör
Yardımcı ekip üyeleri: Yaralanmanın cinsine göre, ortopedi ve travmatoloji uzmanı, acil uzmanı, göz uzmanı, deri hastalıkları uzmanı, nörolog.
İlgili teknik personel: Fizyoterapist, spor terapisti, tıbbi teknisyen, hemşire, ortez-protez teknisyeni gibi üyeler yer alır.
Sportif faaliyetler sırasında çok değişik yaralanmalarla karşılaşılabilir. Bunların % 75’i önemsizdir ve bir sorun oluşturmadan iyileşir. % 25’i ise sportif faaliyete ara vermeyi gerektiren kısa veya uzun süreli tedaviye ihtiyaç duyar. Bu travmalar sırasında bazı faktörler yaralanmayı kolaylaştırır ve iyileşme süresini uzatır. Bunlar;
Spor yaralanmasına sebep olan faktörler :
1. Yorgunluk ve aşırı yüklenme,
2. Önceden geçirilmiş ve tam tedavi edilmemiş yaralanmalar,
3. Soğuk, aşırı gerilme ve enfeksiyon gibi etkenlere bağlı gelişen kas ve eklem sertlikleri,
4. Geçirilmiş yaralanma veya eğitimsizlik nedeniyle oluşan kas zayıflıkları,
5. Kaslar arası güç dengesizliği,
6. Spor araç ve gereçlerinde yetersizlik,
7. Bedensel hazırlığın tam olmaması, ısınma eksikliği,
8. Spor dalının sporcuya uygun olmaması,
9. Yetersiz teknik,
10. Ruhsal yönden hazır olmama,
11. Aşırı rekabet, yarışmalı sporlar
12. Hastalıklar.
Sınıflama:
Spor yaralanmaları çok kaba bir yaklaşımla iki gruba ayrılabilir;
a. Akut yaralanmalar: Bedenin bir bölgesinin veya tümünün, aniden aşırı bir kuvvetle karşılaşması sonucu oluşur. Olay anidir, hafif veya şiddetli olabilir. Düşme, darbe, distorsiyon, kesi, zedelenme, burkulma, çıkık ve kırıklar bu gruba girer.
b. Aşırı kullanım yaralanmaları: Sürekli tekrarlayan hareketlere bağlı mikro travma ve zorlanma sonucu ortaya çıkar. Tendinit, stres fraktürü örnekleridir. Oluşumunda dış etkenler yanında bazı yapısal faktörlerde rol oynar.
Alt ekstremiteyi oluşturan yapıların düzgün olmaması: Düz tabanlık, çukur ayak, bacak kemiklerinin düzgün olmaması,
Bacak boylarında eşitsizlik: İki bacak arası 20mm.’den fazla fark olması, omurga eğriliği ve kısa bacak tarafında kalça adduktor ve rotatorlarında zayıflığa yol açar,
Kas zayıflıkları: Daha önce geçirilmiş sakatlık ve cerrahi müdahalelere bağlı eklem esnekliği, gevşekliği.
Spor yaralanmalarından korunma:
Spor yaralanmalarını tamamen önlemek mümkün değildir.
Bazı kurallara uyulup bir takım tedbirler alındığında spor yaralanmalarını en aza indirmek mümkündür.
Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz;
Spor yapılan yerle ilgili tedbirler: Spor sahaları yeterince çimlendirilmeli, zemin düzgün ve kuru olmalı, çarpmalara karşı sütun ve direkler desteklenmeli, yüzme havuzlarında su içi işaretler net olarak görülmelidir. Havuzun derinliği mutlaka belirtilmelidir.
Spor malzemelerinin cinsi ve kalitesi: Kullanılan malzeme mevsime ve sporun cinsine uygun olmalıdır.
Koruyucu malzemeler: Özellikle kafa travmalarının sık olduğu boks, bisiklet, motosiklet ve beyzbol gibi sporlarda kask, futbolcularda krampon çarpmasını önlemek için çorap içine plastik koruyucular kullanılmalıdır.
Sporcuyla ilgili tedbirler: Sağlıklı ve düzenli bir yaşam, düzenli sağlık kontrolleri, antrenman ve müsabakadan önce yeterince ısınmak, germelerin yapılması sporcunun yaralanma riskini düşüren faktörlerdir.
Spor tiplerine göre yaralanmalar:
Bazı tip yaralanmalar bazı spor dallarında daha fazladır.
- Futbol: Rektus abdominis (düz karın kası) kası zorlanması, iliopsoas (kasık kası) tendiniti, kalça adduktor (bacakları orta hatta tutan kaslar) zorlanması, osteitis pubis
- Yüzme: Omuz çevresi zorlanması, sıkışma sendromu
- Halter: Triseps tendiniti, rektus abdominis zorlanması kalça adduktor zorlanması, bel fıtıkları, omurlarda erken dönemlerde olan kireçlenmeler
- Tenis: Lateral epikondilit, bisipital tendinit, omuz ve dirsek zorlanmaları
- Basketbol: Aşil tendiniti, tibialis anterior ve posterior zorlanması
- Voleybol: Aşil tendiniti, omuz sublukasyonu, bisipital tendinit.
- Ayrıca; futbolcularda diz ekleminde, haltercilerde dirsek, faset ve sakroiliak eklemlerde, jimnastikçilerde el bileği, dirsek, faset ve kalça eklemlerinde, koşucularda diz ve ayak bileği eklemlerinde erken dejeneratif değişiklikler (yozlaşmalar) meydana gelme riski yüksektir.
Yaralanmalar
Büyük oranda kas iskelet sistemiyle ilgilidir. Kaslar, kemikler, eklemler, ligamentler (bağlar) ve tendonlar (kirişler) yaralanabilir. Bu yaralanmalar ve alınması gereken tedbirler kısaca şu şekilde özetlenebilir.
Kas Yaralanmaları
Tüm spor yaralanmalarının % 4–15’ini oluşturur. Basit burkulma ve gerilmeler hesaba katılırsa % 30’a çıkar. Kasların daha önce başka faktörlerle zayıflamış olması travmayı kolaylaştırır. Kas–tendon kompleksinin aniden aşırı yükle karşılaşması, değişik derecelerde kas hasarına yol açar,
a-Birinci derece kas hasarı: Yırtılma yok, aşırı zorlanmaya bağlı ödem vardır. Kasın pasif gerilmesi ağrılıdır.
b-İkinci derece hasarı: Kas liflerinin bir kısmının kopmasına rağmen tam kesi yoktur. Hareketi yapmaya devam eder ancak hareketler çok ağrılıdır. Kasta şişlik ve spazmla birlikte yaralanma yerinde ekimoz (morarma)
c-Üçüncü derece hasar: Kas tamamen yırtılmıştır. Yaralanma yerindeki şiddetli ağrı zaman içinde azalır. Komple hareket kaybı vardır. Yırtılan kas kitlesinin toplanmasına bağlı şişlik ve önünde çukurluk vardır. Renk değişimi ve şiddetli spazm saptanır.
Hasar derecesi, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, MR, ve CPK, LDH enzimlerinin değerlendirilmesi ile saptanır. Hangi derecede olursa olsun akut dönemde yapılması gereken istirahat–buz–bandaj ve yükseltmedir (rest, ice, compretion, elavation, RICE protokolü). Buz iki saatte bir 20 – 30 dakika uygulanır. Hareket çok ağrılıysa ekstremite atele alınır, esneklik ve eklem hareket açıklığı egzersizlerine başlanmalıdır.
Kas kitlesinin % 50’den fazla yırtıldığı 2o ve 3o hasarlarda cerrahi onarım gerekir. Cerrahi müdahalenin yeri, büyüklüğü ve tipine göre müdahale sonrası uygun egzersiz programlarına en kıs zamanda başlanır.
Bağ yaralanmaları
Genellikle şiddetli darbeler veya aşırı gerilmeler sonucu oluşur. Kas yaralanmalarında olduğu gibi. Liflerde yırtık olmaması (sadece aşırı gerilimin olması) kısmi yırtık ve tam yırtık olmasına göre üç derecede sınıflanır. Akut dönemde lezyon bölgesinde şişlik, ekimoz, hassasiyet ve ilgili eklemlerde stabilite bozukluğu saplanabilir. Ağrı ve stabilite bozukluğu hareket bozukluğuna yol açarak hastanın yardımcı bir cihaz kullanmasını gerektirebilir. Özellikle diz ve ayak bileğinde sık olarak rastlanır. Dizde çapraz bağların, özellikle ön çapraz bağın ayrı bir önemi vardır.
Ön çapraz bağ yararlanmaları, sporcuların uzun süre spordan uzak kalmasına sebep olan önemli yararlanmalardandır. Çapraz bağ yararlanmaları muayene ve MR ile teşhis edilir.
Bir diğer sık görülen bağ yararlanmaları ayak bileği bağındaki yararlanmalardır. Ayak bileğinin iç yanı, talovaniküler, ön talotibial, kalkanetotibial ve arka talotibial bantlardan oluşan kuvvetli deltoid bağla güçlendirilmiştir. Bu sebeple ayak bileği yararlanmalarının büyük çoğunluğu daha zayıf olan dış kollateral bağın hasarı şeklindedir. Ayak bileğinin ani içe dönmesi anterior talofibular ve kalkaneofibular bağ yararlanmasına yol açar.
Bağ yararlanmalarının temel prensipleri de kas yararlanmasının tedavi prensipleri gibidir. Erken dönemde başlanan istirahat-buz-kompresyon ve elevasyon tedavisi, 2–3 gün sonra yerini sıcak su tedavisine bırakır, 7–10 gün içinde ise alçı veya plasterden yapılmış tespit çıkartılır. Ağrı ve enflamasyonla mücadele etmek için fizik tedavi araçlarından yararlanılabilir. Şişlik ve hassasiyet geçtikten sonra ise, en kısa zamanda rehabilitasyon programına alınmalı ve aktif spor hayatına mümkün olduğunca erken dönüş sağlanmaktadır.
Tendon (kiriş) yararlanmaları
Genelde aşırı kullanım sonrası olur. Lokal kas zayıflığı ve şok emme etkisinin azalması tendonları aşırı yükleyerek aslında elastik bir yapıya sahip tendonların bu özelliklerini yitirerek, çevreye sürtünmeleri ve yangı gelişimine yol açar. Enflamasyonun yayılması sinovial kılıf içinde yapışıklıkların oluşumuna sebep olarak peritendinit (tendon çevresi yangısı) veya tenosinovit denilen tablonun oluşumuna yol açar. Bu olay en sık, Aşil tendonu, omuzda rotator manşon, dirsek ekstansör tendonu, abduktor pollisis longus ve ekstansör pollisis brevis tendonlarında görülür.
Aşil tendon yaralanmaları en sık görülenidir. Sporcu koşarken aniden durur. Lokal ağrı yanında kopma yerinin üst tarafında bir boşluk saptanır. Parmak ucunda yürümek güçleşir. Baldır kasları elle sıkıldığında normalde ayakta plantar fleksiyon görülür, ancak Aşil kopmuşsa bu hareket saptanamaz.
Kesin teşhis ultrasonografi ve MRI ile konulur. Tedavi kas ve ligaman yararlanması prensipleri ile aynıdır.
Menüsküs yararlanmaları
Menüsküsler, bükülme ve doğrulma (fleksiyon-ekstansiyon) hareketi sırasında femurun tibia üzerinde iç ve dış rotasyon hareketine yardımcı olur ve eklem stabilitesinin artmasına katkıda bulunur. Fleksiyon sırasında menüsküslerin arka yarısı tibial ve femoral kondiller arasına sıkışır ve bu sırada ani rotasyonla beraber ekstansiyon yapılırsa menüsküs hasarı ortaya çıkar. Şişlik 24 saatte tam olarak yerleşir, bazı olgularda kilitlenme veya boşalma olabilir. Genellikle ekstansiyon (doğrultma) hareketinin son 10o si yapılamaz. Tanıyı destekleyen görüntüleme yöntemleri ise, kontrastlı artrografi, artroskopi ve MRI olarak özetlenebilir.
Tedavi akut dönemde istirahat, buz, kompresyon (bandaj), yükseltme (İBKE) uygulanır. Hasta ekstremite üzerine basmaya izin verilmez ancak erken dönemde izometrik egzersizler ve düz bacak kaldırma egzersizlerine başlanır. Hastanın durumuna göre cerrahi uygulanır, en sık uygulanan cerrahi menisektomidir. Bu operasyondan sonra gelişen bağ dokusundan zengin tamir dokusu, çıkarılan menüsküs parçasının kaybının kısmen yerine geçer. Cerrahi müdahalelerden sonra 2. günden itibaren egzersizlere başlanır, özellikle ayağın devamlı yerle temas ettiği “kapalı kinetik zincir egzersizleri” uygulanır.
Kırık ve çıkıklar
Kırıklar açık veya kapalı tipte olabilir. Kırık olan bölgede ağrı, şişlik, şekil bozukluğu ve anormal hareket vardır. Radyolojik değerlendirme il teşhis konulur. Erken dönemde stabilizasyon, daha sonra kırıklığın tipine göre alçılama veya cerrahi müdahale uygulanır.
Çıkıklarda ise eklemin bütünlüğü bozulmuştur. En sık, omuz, dirsek, kalça ve ayak bileğinde görülür. Akut dönemde immobilizasyon, radyolojik değerlendirme sonucunda, redüksiyon ve bandajlama uygulanır.
Kısaca özetlenmeye çalışılan spor yaralanmalarında ayrıca, kafa travmalarında ani ölümlere kadara çok daha ağır tablolar olabilir. Ancak bunlar seyrek görülen yaralanmalardır. Yoğun olarak görülen, sporcunun spor hayatını etkileyen kas-iskelet sistemi problemlerinde ise, mümkün olduğunca yaralanmayı önlemek, herhangi bir yaralanma olduğunda ise hızla yoğun bir tedavi ve rehabilitasyon programı uygulayarak sporcuyu mümkün olan en kısa sürede en sağlıklı olarak spor hayatına döndürmektir. Unutulmamalıdır ki yetersiz tedavi ve erken spora dönüş bir sonraki travmayı kolaylaştıran en önemli sebeptir.